balaam(i). İsraillileri lanetlemesi emrolunduğu halde, bindiği eşek tarafından azarlanınca onları takdis eden Mezopotamya lı aziz; k.h., argo gazete sütunlarını icabında doldurmak için hazır bulundurulan havai yazılar.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
balalaika(i). balalayka, gövdesi üç köşe olan Rus mandolini.
balancebalance of trade ticaret dengesi, ithalât ve ihracat arasındaki para kıymeti farkı balance sheet bilanço balance wheel nâzım çark credit balance alacak bakiyesi, matlup bakiyesi debit balance zimmet bakiyesi, borç bakiyesi hang in the balance muallâkta olmak, nazik bir vaziyette olmak strike a balance uzlaşmak trial balance muvakkat mizan, küçük mizan
balance(f). tartmak, dengelemek, muvazene sağlamak; eşit olmak, dengeli olmak; tereddüt etmek, dansta aksi istikametlerde hareket etmek.
balanced(s). dengeli, muvazeneli. be well balanced denk gelmek, muvazeneli olmak.
balaustine(i). nar, kurutulmuş nar çiçekleri, nar ağacı kabuğu.
balbriggan(i). aslen İrlanda'nım Balbriggan şehrinde imal edilip çorap ve iç çamaşırları yapımında kullanılan ince pamuklu kumaş.
balcony(i). balkon. balconied (s). balkonlu.
bald(s). dazlak, kel, saçları kısmen veya tamamen dökülmüş; çıplak, çorak; sade, süssüz (üslup v.b.); gizli olmayan, açık, aşikar, besbelli; zool. başında ak tüyler olan (hayvan). balding (s). saçları dökülen. baldhead, baldpate (i). kel kimse, dazlak başlı adam. baldly (z). kel olarak; aşikâr olarak. baldness (i). kellik; açıklık. baldfaced (s). beyaz yüzlü (hayvan); yüzsüz, küstah.
baldachin(i). tente, gölgelik, sayvan; ağır brokar, diba.
baldric(i). kılıç kayışı, omuzdan kalçaya çaprazlama tutturulan üstü fizen süslü ve kılıç taşımaya mahsus kayış.
baldwin(i). özellikle A.B.D.'nin kuzeydoğusunda yetişen bir cins sarılı kırmızılı kış elması.
bale(i)., (f). balya, denk; (f). balya yapmak, denk bağlamak.
baleen(i)., zool. balinanın ağızında oluşan elastiki bir madde, balina
balefire(i). açık havada yakılan büyük ateş, şenlik ateşi; işaret vermek için yakılan ateş.
baleful(s). meşum, ugursuz; sahte; zararlı. balefully (z). sahte ifade ile. balefulness (i). sahte yüz ifadesi.
balk(f)., (i). bir engel karşısında duraklamak; yürümemekte ısrar etmek, direnmek (at); mani olmak, engel olmak, muhalefet etmek; kaçınmak, imtina etmek; (i). mania, engel; hata, başarısızlık; tarlada sürülmemiş kısım; kiriş;( beysbol) topu atanın zamansız olarak topa vuruyor gibi davranarak yaptığı hata; bilardo masasının bir kısmı. balk line bilardo masasındaki çizgi.
balkan(s). Balkan, Balkan devletlerine veya bu memleketlerde oturanlara ait; Balkan yarımadasına veya dağlarına ait. the Balkans Balkan Devletleri; Balkan Dağları.
balkanizeing. -ise (f). Balkanlaştırmak; birbirlerine düşman olan muhtelif ufak devletlere bölmek.
balky(s)., A.B.D. yürümemekte direnen, inat eden (at v.b.).
ball(i)., (f). top, küre; bilye; yumak; top oyunu; (beysbol) istenilen şekilde ve yönde atılmayan top; ask. gülle; (f). yumak haline koymak; yumak haline gelmek, top top olmak. be on the ball A.B.D., argo uyanık olmak, açıkgöz olmak. play ball top oynamak; A.B.D., (k.dili). beraber çalışmak. ball up argo şaşırtmak, (işi) bozmak. ball-and- socket joint kalça eklemi tipindeki eklem. ball bearing bilye; bilyeli yatak. ball cock yüzen top ile işleyen kapama valfı. ball of the foot ayak parmaklarının kökü. ball peen hammer bir ucu yarım küre biçiminde olan çekiç. ball valve toplu valf. ball and chain ayak kösteği, pranga. ballpoint (i)., ballpoint pen tükenmez, tükenmez kalem. balls (i).., argo husyeler.
ball(i). balo. have a ball argo eğlenmek.
ballad(i). balad, türkü, güftesi hisli olan halk şarkısı. balladry (i). balad tarzında şiirler.
ballade(i). üç bentten ve bir de ağırlama mısraından meydana gelen bir nazım şekli.
ballan(i). kikla, zool. Labrus bergylta
ballast(i)., (f)., den. safra, balast; (f). safra koymak, muvazene temin etmek; çakıl döşemek. in ballast yüksüz, safralı. ballastage (i)., (huk). safra hakkı, safra resmi.
ballet(i). bale, danslı oyun; bale trupu.
ballistics(i). balistik ilmi, askerlikte atış ilmi. ballistic (s). atılan gülleyle ilgili. ballistic curve bir güllenin çizdiği eğri. ballistic missile ask. roket.
balloon(i)., (f). balon; (kim). balon şişe; karikatür serilerinde şahısların sözlerini içine alan balon şeklindeki çizgi; (f). balon ile uçmak; balon gibi şişip kabarmak; şişirmek. balloon foresail den. çoğunlukla yatlarda kullanılan bir cins balon yelkeni; balon gibi şişen ve fazladan kullanılan yelken. balloon sickness tıb. çok yüksek irtifalarda hası1 olan hastalık, dağ hastalığı. balloon tire otomobil veya bisiklet için büyük lastik, balon lastik. trial balloon kamuoyunu ve yabancı devletlerin fikirlerini yoklamak maksadıyle ortaya atılan fikir veya havadis
ballot(i)., (f). oy pusulası; bir seçimde oyların toplamı; gizli oy usulu ile yapılan seçim; (f). oy vermek; kura çekmek (yer için). ballot box oy sandığı. ballot paper oy pusulası.
bally(s)., (z)., ing, argo yaman, çok (ifadeyi kuvvetlendirmek için iyi veya kötü anlamında kullanılan söz).
ballyhoo(i)., k. dili heyecanlı ve göze batan propaganda veya yazı; gürultü, velvele.
balm(i). ilâç olarak kullanılan birkaç çeşit yağ; belesan yağı; (bot). melisa, oğulotu, güzel koku, rayiha; kokulu merhem; ağrı veya sızıyı dindiren, tedavi eden merhem. balm of Gilead belesan, belsen, pelesenk yağı; merhem; bir cins Kuzey Amerika kavağı. balm honey kötü kokulu oğulotu.
balmoral(i). eskiden giyilen bir seşit renkli yünlü kumaştan yapılmış iç etekliği; k.h. bir çeşit bağlı ayakkabı; bir çesit iskoç kasketi.
balmy(s). sakin, dinlendirici, huzur verici; ağır kokulu, rayihalı; belesan yağı veren: şifa veren; ing., argo deli, çatlak.
balneal(s). banyoya veya banyo yapmaya ait.
baloney(i)., argo saçma sey; bir cins salam.
balsa(i). tahtası çok hafif olup, cankurtaran salı v.b. yapımında kullanılan bir tropikal Amerikan ağacı; bu ağacın tahtası; bu tahtadan yapılmış olan cankurtaran salı.
balsam(i). belesan; pelesenkağacı, (bot). Commiphora opobalsamum; kınaçiçeği, (bot). Impatiens. balsam apple kudret narı. balsam fir Kuzey Amerika'ya mahsus bir cins pelesenkağacı; bu ağacın tahtası sweet scented balsam yabani nane. balsamıc (s). belesan gibiüzel koku verici,teskim edici.
baltimoreoriolesiyah ve portakal renginde Kuzey Amerika'ya mahsus sarıasmagiller familyasından bir kuş, zool. Icterus galbula.
baluster(i). merdiven veya taraçanın kenarındaki tırabzanı meydana getiren küçük direklerden her biri. balustered (s). parmakIıklı, korkuluklu.
balustrade(i).. korkuluk, parmaklık, tırabzan parmaklığı.
Toplam 52 sonuç listeleniyor