Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'Sa' sonuçları
Çeviri sa
kıs. South Africa.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri sabaism
i. yıldızlara tapınma.
 
Çeviri sabaoth
i., çoğ. ordular, askerler.
 
Çeviri sabbatarian
i. cumartesi veya pazar gününü kutsal kabul eden kimse.
 
Çeviri sabbath
i. sebt günü; Musevilerce cumartesileri, Hıristiyanlarca pazarları uygulanan kutsal dinlenme günü; dinlenmegünü veya zamanı. Sabbathday's journey on beş dakikalık yol; kısa yolculuk.
 
Çeviri sabbatical
s. sebt gününe ait; tatile ait sabbatical i., sabbatical year üniversite öğretim üyelerinin çoğunlukla yedi senede bir yaptıkları ücretli izin yılı.
 
Çeviri sabean
s., i., tar. Seba ülkesi ile ilgili; i. Seba ülkesinden olan kimse; Seba dili.
 
Çeviri saber , ing. sabre
i. süvari kılıcı. saber rattling savaş tehditi. sabertoothed tiger bugün yalnız fosil halinde bulunan ve uzun azı dişleri olan kaplan.
 
Çeviri sable
i., s. samur, zool. Martes zibellina; samur kürkü veya derisi; samur rengi; siyah renk, matem rengi; çoğ., (siir) matem elbiseleri; s. siyah.
 
Çeviri sabot
i., Fr. tahta pabuç.
 
Çeviri sabotage
i., f., Fr. sabotaj, baltalama; f. sabotaj yapmak.
 
Çeviri saboteur
i. sabotajcı.
 
Çeviri sabra
israil yerlisi.
 
Çeviri sabretache
i., ask. süvari subay çantası.
 
Çeviri sabulous
s. kumlu.
 
Çeviri saccharimeter
i. bir karışım içindeki şeker oranını ölçmeye mahsus alet.
 
Çeviri saccharin
i. sakarin.
 
Çeviri saccharine
s. tatlı; fazla şekerli; şeker niteliğinde; içinde şeker bulunan.
 
Çeviri saccharose
i. sakaroz.
 
Çeviri saccule
i., anat. kesecik.
 
Çeviri sacculus
(çoğ. -li) bak. saccule .
 
Çeviri saceharie
s., kim. sakarine ait.
 
Çeviri sacerdotal
s. papaza veya papazlığa ait. sacerdotalism i. papazlık sistemi; bu sistem taraftarlığı.
 
Çeviri sachem
i. bazı Amerika kızılderili kabilelerinde reis; parti şefi.
 
Çeviri sack
f., i. yağmalamak, informal soyup soğana çevirmek; i. yağma.
 
Çeviri sack
i. Güney Avrupa'ya mahsus beyaz şarap.
 
Çeviri sack
i., f. torba, çuval; bir çuval dolusu; bedene tam oturmayan kadın veya çocuk ceketi; (argo) işten atılma, kovulma; f. çuvala koymak; (argo) kovmak, defetmek, işten atmak. be left holding the sack k.dili kötü sonuçla başbaşa bırakılmak, belâya çatmak. get the saek (argo) işten kovulmak give the sack (argo) işten atmak, informal pabucunu eline vermek. hit the sack, sack out A.B.D., (argo) yatmak. sackful i. bir çuval dolusu.
 
Çeviri sackbut
i. (eski) bir çeşit sürgülü trombon.
 
Çeviri sackcloth
i. çuval bezi, çul. in sackcloth and ashes çula sarılmış ve kul içinde (pişmanlık veya yas alâmeti).
 
Çeviri sacking
i. çul, çuval bezi.
 
Çeviri sacque
i. bol dikilmiş kadın veya çocuk ceketi.
 
Çeviri sacral
s., i., anat. kuyruksokumu kemiğine ait, sakruma ait, sakral; i. kuyruk sokumu kemiği.
 
Çeviri sacral
s. kutsal şeylere ait
 
Çeviri sacrament
i. Hazreti isa tarafından tesis edilen dini ayinlerden biri. sacramental s. bu ayinlerle ilgili. sacramentally z. kutsal ayin kabilinden. sacramentary i. Katolik kilisesi ayinleri kitabı.
 
Çeviri sacrarium
i. eski Romada mabet; kilisenin mihrap yeri; dini törenlerde kullanılan yıkama leğeni.
 
Çeviri sacred
s. kutsal, mukaddes; dini, dine ait; mübarek, aziz, muazzez; saygıdeğer, hürmete şayan. sacred cow k.dili başkalarının inançlarına göre küçümsenmesi caiz olmayan şey veya kimse. sacred to the memory of anısına ithafen, ruhuna fatiha sacredly z kutsal olarak. sacredness kutsiyet.
 
Çeviri sacrifice
i., f. kurban; fedakarlık; zarar; feda etme, kurban etme; f. kurban etmek, kurban olarak kesmek; feda etmek; zararına satmak, gözden çıkarmak. sacrifice hit (beysbol) takım arkadaşları ilerlesin diye atılan topa kendisinin yakalanacağı şekilde vurmak. sacrificial s kurban kabilinden.
 
Çeviri sacrilege
i. kutsal bir şeye karşı hürmetsizlik.
 
Çeviri sacrilegious
s. kutsal bir şeye hürmetsizlik kabilinden. sacrihgiously z. kutsal şeylere hürmetsizlik ederek. sacrilegiousness i. kutsal şeylere hürmetsizlik.
 
Çeviri sacristan
i. kilisede hizmet eden kimse.
 
Çeviri sacristy
i. kiliseye ait eşyanın muhafaza edildiği yer.
 
Çeviri sacro-
(önek), tıb. kuyruksokumu kemiği ile ilgili.
 
Çeviri sacroiliac
s. kalçada iki kemiğin bitiştiği yere ait.
 
Çeviri sacrosanct
s. çok kutsal; dokunulmaz.
 
Çeviri sacrum
i., anat. kuyruksokumu kemiği, sakrum, sağrı kemiği.
 
Çeviri sad
s. kederli, üzgün, mahzun, gamlı; hazin, acınacak, esef edilecek; keder verici, kasvetli; bedbaht; hayırsız, yetersiz; çok kötü. sad sack A.B.D., (argo) miskin. sadly z. kederle, hüzünle. sadness i. keder, hüzün, üzüntü.
 
Çeviri sadden
f. kederlendirmek, keyfini kaçırmak, neşesini kaçırmak; kederlenmek, neşesi kaçmak.
 
Çeviri saddle
i., f. eyer, semer; sele, bisiklette oturacak yer; sırtın alt kısmındaki et (koyun); coğr. bel, semer, boyun; semere benzer şey; f. semer vurmak, eyerlemek; yüklemek. saddle a person with a task birine zor bir iş yüklemek. saddle horse binek atı . saddle soap semer gibi deri eşyayı temizlemek ve korumak için kullanılan sabun.
 
Çeviri saddleback
i. sırtı çukur olan herhangi bir şey; sırtında semere benzer çizgileri olan kuş veya kelebek.
 
Çeviri saddlebag
i. hurç, heybe.
 
Çeviri saddlebow
i. eyer kaşı.
 
Çeviri saddlecloth
i. haşa, eyer altına konan keçe.
 
Çeviri saddler
i. saraç.
 
Çeviri saddlery
i. saraçlık; saraciye; saraçhane.
 
Çeviri saddletree
i. eyer kaltağı.
 
Çeviri sadducee
i. (eski) Musevilikte ahret ve ölümsüzlüğü yadsıyıp özdekçiliğe yönelen kimse, Saduki Saddu cean s. Sadukilere ait.
 
Çeviri sadhu
i. Hintli fakir.
 
Çeviri sadile
i. (çoğ. sedilia) kilisede papazlara mahsus iskemle.
 
Çeviri sadiron
i. iki ucu sivri ve sap çıkarılabilen eski bir çeşit ütü.
 
Çeviri sadism
i. sadizm. sadist i. sadist kimse. sadistic s. sadist.
 
Çeviri sadistically
z. sadistçe.
 
Çeviri sae
i., biyol. kese.
 
Çeviri saeeate
s., biyol. torba veya kese şeklinde.
 
Çeviri saeeharide
i., kim. sakarit.
 
Çeviri saehet
i., Fr. lavanta torbası.
 
Çeviri safari
i. (bilhassa Afrika'da) safari, av partisi.
 
Çeviri safe
s., i. emniyette, emin ellerde, selâmette, salim; kurtulmuş; emin, sağlam; emniyetli, mahfuz; korkusuz; güvenilir; tehlikesiz; beysbol oyundışı edilmeden kaleye yetişmiş olan; i. kasa; teldolap. safe and sound sağ salim, sapasağlam. a safe bet el de bir. safe deposit kıymetli eşya saklamaya mahsus emniyetli yer. safedeposit box bankada özel müşteri kasası. be on the safeside sonuçtan emin olmak, ihtiyatlı davranmak. safely z. emniyetle, emin olarak. safeness i. emniyet.
 
Çeviri safeconduct
i. özellikle düşman memleketinde seyahat edenlere verilen seyahat tezkeresi veya himaye belgesi.
 
Çeviri safecracker
i. kasa hırsızı.
 
Çeviri safeguard
i., f. koruma, himaye; koruyucu şey; ihtiyat tedbiri; muhafız; f. muhafaza etmek, korumak.
 
Çeviri safekeeping
i. saklama, himaye, saklanma.
 
Çeviri safelight
i. karanlık odada kullanılan koyu kırmel ışık.
 
Çeviri safety
i., s. emniyet, güven, asayiş, selâmet, korkusuzluk; s. emniyeti sağlayan. safety belt emniyet kemeri. safety catch kabza emniyet mandalı. safety glass dağılmaz cam. safety lamp madenci lambası. safety lock emniyet kilidi. safety match kibrit, özel bir yere sürtülmedikçe yanmayan kibrit. safety pin çengelli iğne. safety razor traş makinası. safety valve emniyet valfı, emniyet supapı.
 
Çeviri safflower
i. aspur, yalancı safran, papaganyemi, bot. Carthamus tincoıtorius; bu çiçeklerin tohumundan yapılan bir ilaç.
 
Çeviri saffron
i., s. safran, bot. Crocus sativus; bu çiçeğin boya maddesi veya ilaç olarak kullanılan tohumlan; s. safran renkli, koyu portakal renkli. mountain saffron mahmurçiçeği, itboğan, bot. Colchicum.
 
Çeviri sag
f. (-ged, -ging) i. eğilmek, bükülmek, çökmek, bel vermek; sarkmak; yavaş yavaş düşmek (kıymet); den. rüzgâr altına sürüklenmek; i. çöküntü, eğilme, bel verme; sarkma.
 
Çeviri saga
i. (eski) iskandinav hikâye veya masalı; destan.
 
Çeviri sagacious
s. arif, akıllı, zeki, ferasetli, sezgin, anlayışlı sagaciousness i. akıllılık, zekâ, ariflik, bilgelik sagaciously z. ariflikle, akıllıca.
 
Çeviri sagacity
i. ariflik, akıllılık, zeka.
 
Çeviri sagamore
i. bazı kızılderili kabilelerinde reis.
 
Çeviri sage
i. adaçayı. garden sage adaçayı, bot. Salvia officinalis. scarlet sage ateş çiçeği. wood sage, wild sage yabanı adaçayı, bot. Salvia sylvestris.
 
Çeviri sage
s., i. hikmet sahibi, ağırbaşlı; akıllı; i. bilge, hikmet sahibi kimse; yaşını başını almış akıllı adam, filozof. sagely z. bilgece, hakimane, dirayetle. sageness i. bilgelik, hikmet sahibi oluş, dirayetlilik.
 
Çeviri sagebrush
i. A.B.D'ne mahsus bir çeşit kokulu çalı, bot. Artemisia.
 
Çeviri saggar
i., f. seramikte kullanılan ateşe dayanıklı toprak veya bu topraktan yapılan kap; f. böyle bir kapta ısıtmak.
 
Çeviri sagittal
s. oka benzer, ok şeklinde, oka ait; anat. sagital, oksal, sehmi.
 
Çeviri sagittarius
i., astr. Nişancı takımyıldızı; Yay burcu.
 
Çeviri sagittate
s., bot., zool. ok başı seklinde, temren biçiminde.
 
Çeviri sago
i. sagu
 
Çeviri sahara
i. Büyük Sahra.
 
Çeviri sahib
i., gen., b.h. Hindistan'da Avrupalılara verilen ünvan; efendi.
 
Çeviri said
bak. say.
 
Çeviri saigon
i. Saygon.
 
Çeviri sail
i., f. yelken; yelkene benzer herhangi bir şey; yel değirmeni yelpazesi; yelkenli gemi; topluluk ismi yelkenli gemiler; deniz yolculuğu; f. gemi ile yola çıkmak; yelkenle seyretmek; gemi ile gitmek; gemi gibi su üstünde yüzmek; havada uçmak; gemi kullanmak; havada uçurmak. sail close to the wind den. orsasına seyretmek. sail into büyük bir şevkle girişmek; k.dili fena halde azarlamak, informal haşlamak. sail under false colors olduğundan başka türlü görünmek. foreandaft sail yan yelkeni. make sail fazla yelken açmak; sefere çıkmak. set sail yelken açıp kalkmak . shorten sail bazı yelkenleri indirmek. square sail dört koşe seren yelkeni. strike sail yelkenleri mayna etmek. under sail yelkenleri fora edilmiş olarak, seyir halinde.
 
Çeviri sailboat
i. yelkenli gemi.
 
Çeviri sailcloth
i. yelken bezi.
 
Çeviri sailer
i. yelkenli gemi. a fast sailer süratli yelken gemisi. a good sailer fazla sallamayan gemi. a heavy sailer çok sarsan gemi.
 
Çeviri sailfish
i. kılıç balığına benzer ve sırtında büyuk kanadı olan balık.
 
Çeviri sailing
i. gemi ile yolculuk; gemicilik; den. kalkış saati. sailing boat yelkenli gemi. sailing orders sefer talimatı.
 
Çeviri sailmaker
i. yelkenci.
 
Çeviri sailor
i. gemici; düz tepeli ve dar kenarlı hasır şapka. a bad sailor deniz tutan kimse. sailorly s. gemici gibi, gemiciye yakışır.
 
Çeviri sainfoin
i. evliyaotu, eşekotu, bot. Onobrychis viciaefolia.
 
Çeviri saint
s., i., f. (kıs. St., S.) aziz, mukaddes kutsal, mubarek; i. evliya, aziz, eren; f. azizler mertebesine çıkarmak St. Andrew's cross X şeklinde haç. St. Bernard dog senbernar köpeği St. Elmo's fire bak. corposant St. John's bread keçi boynuzu. St. Nicholas, Santa Claus Noel baba. St. Patrick's Day irlanda'da resmi yortu günü, 17 Mart Saint's day bir azizin yortusu St. Valentine's Day 14 Şubat; bak. valentine. St. Vitus's dance tıb. kore All Saints' Day Kasım ayının ilk gününe tesadüf eden Bütün Azizler yortusu. saintlike s. evliya gibi, azizlere yaraşan; çok mübarek, çok sabırlı.
 
Çeviri sainted
s. merhum, ölmüş; azizler mertebesine girmiş; mukaddes.
 
Çeviri sainthood
i. kutsilik, evliyalık; azizler, evliyalar.
 
Çeviri saintly
s. evliya gibi, azizlere yakışır; çok mubarek, çok iyi.
 
Çeviri sake
i. hatır, uğur. for heaven's sake Allah aşkına. for my sake hatırın için. for the sake of argument farzedelim ki. for the sake of clarity anlaşılsın diye. for the sake of peace barış uğruna.
 
Çeviri sake
i. Japonya'da pirinçten yapılan bir çeşit içki.
 
Çeviri sal
i., kim. tuz.
 
Çeviri salaam
i., f. selâm, temenna; f. selamlamak, selâm vermek, temenna etmek.
 
Çeviri salable , saleable
s. satılabilir, satılma imkanı olan. salability, salableness i. satılabilme, satılma imkanı.
 
Çeviri salacious
s. şehvani, şehvetli; müstehcen. salaciously z. şehvetli olarak, şehvetle. salaciousness, salacity i. şehvetlilik, şehvet: müstehcenlik.
 
Çeviri salad
i. salata. salad days gençlik çağı, acemilik. salad dressing mayonez; salata sosu.
 
Çeviri salamander
i. semender, zool. Salamandra maculosa; ateşte yanmayan efsanevi bir hayvan; sıcağa karşı dayanıklı kimse. salamandrine s. sıcağa dayanıklı; semendere ait.
 
Çeviri salami
i. salam. salammoniac nişadır.
 
Çeviri salary
i., f. maaş, aylık, ücret; f. maaş vermek, ücret vermek, aylık bağlamak. salaried s. aylıklı, maaşlı, ücretli.
 
Çeviri sale
i. satış, satım, satma; satılış; talep, revaç; alışveriş; mezat. sales clerk satış memuru, tezgâhtar. sales resistance alıcının isteksizliği. for sale, on sale satılık. put up for sale satılığa çıkarmak. saleable bak. salable.
 
Çeviri salep
i. salep.
 
Çeviri saleratus
i. sodyum bikarbonat.
 
Çeviri salesman
i. satıcı, satış memuru.
 
Çeviri salesmanship
i. satıcılık, satma kabiliyeti.
 
Çeviri salesroom
i. satış yeri.
 
Çeviri saleswoman
i. satıcı kadın.
 
Çeviri salicin
i., kim. söğüt ve kavak ağaçlarının kabuk ve yapraklarından çıkarılan ve ilâç olarak kullanılan bir tuz.
 
Çeviri saliclaw
bazı Germen kabilelerinin beşinci yüzyılda düzenlenen kanunnamesi; eskiden Fransa'da kadınların tahta geçmelerini yasaklayan kanun.
 
Çeviri salicylate
i., (ecza) salisilat. salicyl'ic s. salisilat kabilinden. salicylic acid salisilat asidi.
 
Çeviri salience , saliency
i. dikkati çekme; çıkıntı, çıkıntılı şey.
 
Çeviri salient
s., i. göze çarpan, dikkati çeken; çıkıntılı, çıkık, fırlak; i., ask. kalede dış açı. saliently z. göze çarparak.
 
Çeviri saliferous
s. tuz hâsıl eden; tuz ihtiva eden, tuzlu.
 
Çeviri salina
i tuzlu bataklık; tuzla, tuz ocağı, tuz madeni; tuzlu pınar.
 
Çeviri saline
s., i. bir çeşit maden tuzu ile dolu; tuzlu, tuz gibi; tuz hassası olan; i., tıb. birkaç çeşit maden tuzu.
 
Çeviri salinity
i. tuzluluk, tuzluluk miktarı.
 
Çeviri saliva
i. salya, tükürük. salivary s. tükürük hasıl eden, salyaya ait. salivate f. salya akıtmak; tıb. çok tükürük çıkarmak. salivation i. tükürük çıkarma.
 
Çeviri sallow
s. benzi sararmış, soluk yüzlü, solgun.
 
Çeviri sallow
i. keçi söğüt ağacı; bot. Salix caprea; sepetlik söğüt ağacı veya bu ağacın bir dalı.
 
Çeviri sally
i., f. kuşatma esnasında askerin hücuma geçmesi; ani hareket veya hamle; gezinti; espri, nükteli söz; f. dışarı fırlamak; hücuma geçmek; toplu halde geziye çıkmak. sally port ask. çıkış kapısı .
 
Çeviri sally lunn
küçük tatlı ekmek.
 
Çeviri salmagundi
i. soğuk et ve ançüez beraberinde yumurta ve soğan ile yapılmış bir yemek; herhangi bir karışım.
 
Çeviri salmon
i. som balığı, zool. Salmo salar; buna benzer alabalık; sarımsı pembe renk. salmon trout kırmızı etli alabalık.
 
Çeviri salmonella
i. zehirlenmeye sebep olan bir mikrop.
 
Çeviri salon
i. salon, misafir odası; sergi salonu.
 
Çeviri salonika
i. Selanik.
 
Çeviri saloon
i., A.B.D. meyhane; ing. bar; büyük salon; galeri; gemi salonu; lokanta. saloon deck gemi salonunun bulunduğu güverte. saloonkeeper i. meyhaneci.
 
Çeviri salpingitis
i., tıb. soluk borusu veya dolyolu iltihabı.
 
Çeviri salpinx
i. (çoğ. salpinges) anat. boru, nefir.
 
Çeviri salsify
i. tekesakall, bot. Tragopogon.
 
Çeviri salt
i., s., f. tuz, sodyum kloruru, maden tuzu; bir asit ile bir bazdan meydana gelen tuz; çoğ. mushil tuzu; tuzluk; lezzet, tat; nükte, hoş söz; k.dili, (informal) deniz kurdu; s. tuzlu; f. tuzlamak, tuz katmak, tuzda muhafaza etmek. salt a mine bir maden kuyusunu olduğundan kıymetli göstermek için içine altın tozu karıştırmak. salt away veya down tuzlayarak muhafaza etmek; (argo) biriktirmek, istif etmek (para). salt beef tuzlanmış sığır eti. salt fish tuzlu balık. salt lick yabani hayvanların tuz bulduklan yer. salt of the earth iyi kalpli kimse. salt rheum tıb. tuzlubalgam. salt well tuzlu su kuyusu. Attic salt ince espri. eat a person's salt bir kimsenin misafiri olmak, sofrasına oturmak. Epsom salts ingiliz tuzu. not worth his salt masrafım karşılamaz, beş para etmez. rock salt kaya tuzu. sea salt denizden çıkanlan tuz. smell ing. salts baygınlık hallerinde koklatılan amonyak ruhu. table salt sofra tuzu. with a grain of salt ihtiyat kaydıyle, süphe ile. salt'less s. tuzsuz, tatsız. salt'ness i. tuzluluk.
 
Çeviri saltation
i hoplama, sıçrama, zıplama; vurma, çarpma saltatory s sıçramaya benzer; sıçrama kabili yeti olan.
 
Çeviri saltbox
i., A.B.D. dik çatılı ufak ev.
 
Çeviri saltcellar
i. tuzluk.
 
Çeviri saltern
i. tuzla.
 
Çeviri saltigrade
s., zool. sıçrayarak yürüyen (hayvan).
 
Çeviri saltish
s. tuzluca. saltishness i. tuzluluk.
 
Çeviri saltpan
i. tuzla havuzu; tuz ayırma kabı.
 
Çeviri saltpeter , ing petre
i. güherçile.
 
Çeviri saltrising
i. patates mayasından yapılmış ekmek.
 
Çeviri saltwater
s. deniz suyuna ait, tuzlu suda yaşayan.
 
Çeviri saltworks
i. tuzla, tuz fabrikası.
 
Çeviri saltwort
i. üşnan, çorak, dikenli çöven, bot. Salsola kali.
 
Çeviri salty
s. tuzlu; denizi hatırlatan; keskin.
 
Çeviri salubrious
s. sıhhatli, sıhhate yarar, sıhhi. salubriously z. sıhhate yarar surette. salubriousness, salubrity i. sıhhatlilik, sıhhi oluş.
 
Çeviri salutary
s. sıhhate yaravan, sıhhi, faydalı, hayırlı, yararlı. salutarily z. sıhhate yararlı olarak, faydalı olarak. salutariness i. sıhhilik, faydalılık.
 
Çeviri salutation
i. selâm; selâm verme, hatır sorma. salutatory s. selâm niteliğinde, selâm veren. salutatorian i. diploma töreninde halka hoş geldiniz anlamında söz söyleyen öğrenci.
 
Çeviri salute
f., i. selam vermek, selâmlamak, aşinalık etmek; selâm göndermek; selâm çakmak; top atışı veya bayraklarla selâmlamak; i. selamlama, selâm verme; selâm; selam çakma; selâm duruşu, selâm merasimi. fire a salute top atışıyle selâmlamak. give a salute selâm vermek. return a salute selamını almak, selâma karşılık vermek. take the salute ask. selâm almak, selâm durmak .
 
Çeviri salvable
s. kurtarılabilir.
 
Çeviri salvage
i., f. kurtarılan mal; deniz kazasından veya yangından kurtarılan mal; deniz kazasından veya yangından kurtarma ücreti; sigortalı eşyanın yangından kurtulması veya bunların satışıyle temin edilen gelir; f. (eşya) kurtarmak. salvageable s. ka zadan kurtarılabilir.
 
Çeviri salvarsan
i., tic. mark. özellikle frengi için yakın zamana kadar kullanılan arsenikli bir ilâç, salvarsan.
 
Çeviri salvation
i. kurtarış, kurtarma; kurtuluş, halâs, necat; ilah mağfiret, gufran, yarlıgama. Salvation Army ing., A.B.D. fakirler için para toplayan bir Protestan grubu.
 
Çeviri salve
i., f. merhem; dinlendirici her hangi bir şey; övme, methiye; f. merhem sürmek; acısını: dindirmek, teskin etmek, iyi etmek.
 
Çeviri salve
f. denizden veya yangından kurtarmak.
 
Çeviri salver
i. tepsi.
 
Çeviri salvia
i. ateş çiçeği.
 
Çeviri salvo
i. yaylım ateşi, topçu bombardımanı; selâm topu; alkış tufanı.
 
Çeviri salvo
i. bahane.
 
Çeviri salvolatile
amonyum karbonat.
 
Çeviri salvor
i. kurtarma işlemine katılan kimse; kurtarma gemisi.
 
Çeviri samaria
i. (eski) Filistin'de bir şehir.
 
Çeviri samarkand
i. Semerkant şehri.
 
Çeviri samba
i. bir çeşit Brezilya dansı, samba.
 
Çeviri sambuca
i., müz. üçgen şeklinde eski bir telli çalgı.
 
Çeviri same
s. aynı, tıpkısı; eşit; adı geçen, mezkür. all the same bununla beraber, mamafih just the same buna rağmen, mamafih; aynı şekilde; eskisi gibi. much the same hemen hemen aynı, yaklaşık olarak . same here ben de. sameness i. aynılık; monotonluk, tekdüzelik; benzerlik.
 
Çeviri samhill
A.B.D., (argo) cehennem. What the Sam Hill is he doing here? Hay Allah, burada işi ne yahu?
 
Çeviri samian
s., i. Sisam adasına ait; i. Sisamlı. Samian earth Sisam adasında bulunan ve eskiden ilaç olarak kullanılan balçık. Samian ware bu balçıktan yapılan kaplar.
 
Çeviri samiel
i. samyeli.
 
Çeviri samiriye
Samaritan s., i. Samiriye ile ilgili; i. Samiriyeli; Samiriye dili. a good Samaritan merhametli kimse, özellikle hastalara yardım eden kimse.
 
Çeviri samisen
i., müz üç telli Japon çalgısı.
 
Çeviri samite
i. altın veya gümüşle dokunmuş ipekli kumaş.
 
Çeviri samos
i. Sisam adası.
 
Çeviri samothrace
i. Semadirek adası.
 
Çeviri samovar
i semaver.
 
Çeviri samp
i iri taneli öğütülmüş mısır unu.
 
Çeviri sampan
i Çin nehirlerinde kullanılan dibi düz kayık.
 
Çeviri samphire
i. deniz rezenesi, bot. Crithmum maritimum.
 
Çeviri sample
i., f. örnek, numune, model, mostra; f. örnek olarak denemek. sampler i. el işi örneği; örnekleri tecrübe eden kimse.
 
Çeviri sampling
i. seçme.
 
Çeviri samson
i. Samson.
 
Çeviri samurai
i. (çoğ. samurai, samurais) eski Japon derebeylik sisteminde ikinci derecede asilzade.
 
Çeviri sanative
s. şifa verici, iyi eden; sıhhi, yararlı.
 
Çeviri sanatorium , sanatory
i. (çoğ. -ria, -riums) havası ve suyu sağlığa yararlı olan yer; sanatoryum.
 
Çeviri sanbenito
i. ortaçağda nadim olmuş günahkârlara kilise tarafından giydirilen sarı veya siyah renkte gömlek; Engizisyon devrinde yakılarak öldürülme cezasına çarptırılmış kimselere giydirilen siyah gömlek.
 
Çeviri sanctified
s. kutsal; günahtan temizlenmiş.
 
Çeviri sanctify
f. kutsallaştırmak, takdis etmek, kutsal bir işe. tahsis etmek, günahlardan temizlemek; kutsiyet hasıl ettirmek. sanctification i. takdis; resmen iba dete tahsis.
 
Çeviri sanctimonious
s. kutsiyet taslayan, sofu, mutaassıp. sanctimoniously z. dindarlık taslayarak. sanctimoniousness, sanctimony i. dindarlık taslama.
 
Çeviri sanction
i., f. tasdik, teyit; müeyyide; kanuna itaatsizlik cezası; gen., çoğ. milletlerarası bir kanunu çiğneyen devlete karşı diğer birkaç devletin birleşerek aldık ları zorlatıcı tedbir; f. tasdik etmek, teyit etmek, tasvip etmek.
 
Çeviri sanctity
i. kutsal olma, mukaddeslik.
 
Çeviri sanctuary
i. mabet, ibadethane; kutsal yer; melce, sığınak. right of sanctuary iltica hakkı; masuniyet. take sanctuary iltica etmek, sığınmak. wild life sanctuary yabani hayvanların korunduğu yer.
 
Çeviri sanctum
i. (çoğ. -tums, -ta) kutsal yer, girilmesi yasak özel oda.
 
Çeviri sanctum sanctorum
Lat. en mukaddes yer; inziva yeri, hususi hücre; harim.
 
Çeviri sand
i., f. kum; kum saatindeki kum; çoğ. kumluk, kumsal; çoğ. ömrün dakikaları; (argo) cesaret, yiğitlik; f. üstüne kum serpmek; içine kum katmak; (sık sık) up ile kum dolmak (liman). sand flea kumluk yerlerde bulunan. pire sand fly tatarcık, zool. Phlebotamusa. sandfly fever tatarcık humması. sand grouse bağırtlak, zool. Pteroclus. sand martin kum kırlangıcı, zool. Riparia riparia. sand smelt gümüş balığı, platerina, zool. Atherina presbyter.
 
Çeviri sandal
i. çarık, sandal, mest; ayakkabı üzerine giyilen kısa şoson; sandal bağı veya şeridi. sandal(l)ed s. çarık giymiş, çarıklı sandal. sandalwood i. sandal, sandal ağacı tahtası. red sandal wood tree kırmızı sandal ağacı bot. Ptero carpus. santalinus white sandalwood sandal, bot. Santalum album.
 
Çeviri sandarac
i. sandarak ağacı; dağ ardıcı, bot. Callitris quadrivalvis; bu ağacın buhur ve cilâ olarak kullanılan reçinesi.
 
Çeviri sandbag
i., f. siperlik kum torbası; f. kum torbası ile etrafını çevirmek; kum torbası ile bir kimsenin kafasına vurmak.
 
Çeviri sandbar
i. sığlık.
 
Çeviri sandblast
f. kum püskürterek temizlemek.
 
Çeviri sandbox
i. demiryolu veya tramvay raylarına serpilen kumu taşımaya mahsus sandık; kum bahçesi.
 
Çeviri sanderling
i. deniz çulluğu, zool. Crocethia alba.
 
Çeviri sandhog
i. tazyikli hava içinde çalışan işçi.
 
Çeviri sandlot
s., A.B.D. boş arsada oynanan (top oyunu).
 
Çeviri sandman
i. çocukların gözlerine kum serpmekle uykularını getirdiği farzolunan peri.
 
Çeviri sandpaper
i., f. zımpara kağıdı; f. zımparalamak.
 
Çeviri sandpiper
i. beyaz karınlı yeşil bacak, zool. Tringa hypoleuca.
 
Çeviri sandstone
i. kumtaşı, kefeki taşı.
 
Çeviri sandstorm
i. kum fırtınası.
 
Çeviri sandwich
i., f. sandviç; f. sandviç yapmak; iki şey veya madde arasına sıkıştırmak. sandwich man k.dili önünde ve arkasında ilân levhaları asılı olan adam.
 
Çeviri sandy
s. kumlu, kuma benzer; kumsal; kum rengi (saç). sandiness i. kumlu olma.
 
Çeviri sane
s. aklı başında, akıllı, kafası sağlam; muhakemesi işleyen, makul. sane'ly z. akıllıca, makul olarak. sane'ness i. akıllılık.
 
Çeviri sanforize
f., tic., mark. keten veya pamuklu kumaşları çekmesini önlemek üzere özel bir işleme tabi tutmak.
 
Çeviri sang
bak. sing.
 
Çeviri sangaree
i. şekerli su ile şaraptan yapılan bir içki.
 
Çeviri sangfroid
i. soğukkanlılık itidal, kendine hâkim olma.
 
Çeviri sangui-
(önek) kan.
 
Çeviri sanguiferous
s. kan nakleden.
 
Çeviri sanguification
i. kan oluşumu.
 
Çeviri sanguinary
s. kandan ibaret; kanlı; kana susamış, kan dökücü, hunhar. sanguinarily z. kanlı olarak; kana su samış surette.
 
Çeviri sanguine
s. ümitli; emin; neşeli; gayretli; kan gibi kırmızı, kan renginde; kanı çok. sanguinely z. ümitle. sanguineness i. ümitlilik.
 
Çeviri sanguineous
s. kanla dolu; kana ait, kanlı; kan renginde, kıpkırmızı; emin, umitli.
 
Çeviri sanhedrin , -drim
i. eskiden Musevilerin millet meclisi.
 
Çeviri sanies
i. sulu kanlı ve pis kokulu cerahat. sanious s. böyle cerahate ait.
 
Çeviri sanitarian
s., i. sağlığa veya sağlık kurallarına ait; i. sağlık uzmanı.
 
Çeviri sanitarium
bak. sanatorium.
 
Çeviri sanitary
s. sağlıkla ilgili, sıhhi sanitary napkin kadınların adet zamanında kullandıkları ve hazırlanmış olarak eczanede satılan pamuk. sanitary regulations sağlık kuralları.
 
Çeviri sanitation
i. sıhhi şartları geliştirme, hıfzıssıhha; sağlık teskilâtı; halk sağlığını koruma tedbirleri.
 
Çeviri sanitize
f. sıhhi hale getirmek, sterilize etmek .
 
Çeviri sanity
i. akıllılık, aklı başında olma, makul düşünüş.
 
Çeviri sanjak
i. sancak.
 
Çeviri sank
bak. sink.
 
Çeviri sans
(edat) -siz.
 
Çeviri sans serif
matb. düz harfler.
 
Çeviri sansculotte
i. büyük Fransız ihtilalinde cumhuriyetçi; aşırı ihtilalci. sansculottism i. aşırı ihtilalcilik.
 
Çeviri sansevieria
i. sanseverya, paşa kılıcı, bot. Sansevieria.
 
Çeviri sanskrit , sanscrit
i., s. Sanskrit; s. bu dile ait.
 
Çeviri sanstefano
Yeşilköy'un eski ismi.
 
Çeviri santaclaus
Noel baba.
 
Çeviri santiago
i. Santiyago.
 
Çeviri santonica
i. akpelin, bot. Artemisia maritima; ak pelin çiçeklerinden yapılan bir ilaç.
 
Çeviri santonine
i., ecza. santonin.
 
Çeviri sap
i. bitki özü; hayat verici öz; ağacın özlü veya canlı kısmı; (argo) aptal kimse, avanak kimse. cellulary sap hücre özsuyu. crude sap ham besisuyu. raw sap ham usare . sap green yeşil zeytin renginde boya.
 
Çeviri sap
f. (-ped, -ping) i. takatini kesmek, tüketmek, bitirmek, mahrum etmek; ask. temelini kazıp yıkmak altına sıçanyolu kazarak yıkmak, sıçanyolu ile ilerlemek; i. istihkam hendeği.
 
Çeviri sapanwood
i. kırmızı veya sarı boya veren bir ağaç.
 
Çeviri saphead
i., (argo) mankafa kimse.
 
Çeviri sapid
s. lezzetli, çeşnili. sapid'ity, sapidness i. lezzet, tat.
 
Çeviri sapient
s. akıllı, dirayetli (bazen istihza yollu kullanılır) sapience, -cy i. akıl, dirayet. sapiently z. akıllıca, dirayetle.
 
Çeviri sapiential
s. akıllı sapientially z. akıllıca.
 
Çeviri sapling
f. fidan, körpe ağaç; deli kanlı, genç çocuk; bir yaşında av köpeği.
 
Çeviri saponaceous
s. sabun gibi, sabunlu.
 
Çeviri saponify
f. sabun haline getirmek; bir esteri asit ve alkole ayrıştırmak. saponifica'tion i. sabunlaştırma.
 
Çeviri sapor , ing. sapour
i. tat, lezzet. saporous s. tadı olan.
 
Çeviri sapper
i., ask. sıçanyolu kazan lağımcı, kazmacı, istihkâm neferi.
 
Çeviri sapphic
s., i. Midillili ünlü şair Safo'ya ait; i. bu tarzda yazılmış şiir. Sapphic vice sevicilik.
 
Çeviri sapphire
i., s. gökyakut, safir, safir rengi, parlak mavi renk; s. gökyakuta benzer, parlak mavi renkte.
 
Çeviri sapphirine
s. gökyakuta benzer.
 
Çeviri sappy
s. özlü; canlı; (argo) ahmak, budala; toy, acemi. sappiness i. canlılık, hayatiyet; özlü oluş, toyluk.
 
Çeviri sapro-, sapr-
(önek) çürük, çürümüş.
 
Çeviri saprogenic , saprogenous
s. çürüten; çürümüş maddede yetişen.
 
Çeviri saprophyte
i., biyol. çürümüş organik maddelerle beslenen bitkisel organizma. saprophytic s. çürümüş organik maddelerle beslenen.
 
Çeviri sapsago
i. bir çeşit yeşilimsi katı İsviçre peyniri.
 
Çeviri sapsucker
i. Amerika'da bulunan Sphyrapicrus cinsinden ağaçkakan kuşu.
 
Çeviri sapvvood
i. ağacın özlü ve canlı kısmı.
 
Çeviri saraband
i. Araplardan alınmış ağır adımlarla yaplan bir İspanyol dansı, sarabant.
 
Çeviri saracen
i. Suriye ve Arabistan çöl kabilelerinin bir ferdi; Haçlı Seferleri zamanında Müslüman veya Arap kimse; Haçlı Seferi düşmaı. Saracen'ic(al) s. Araplara veya Müslümanlara ait.
 
Çeviri sarajevo
i. Saraybosna.
 
Çeviri sarape
i. Meksika modası pelerin.
 
Çeviri sarcasm
i. iğneleyici ve küçümseyici söz, acı söz, istihza.
 
Çeviri sarcasticical
s. iğneleyici, müstehzi, alaylı, küçümseyici sarcastically z. istihza ile; alay ederek.
 
Çeviri sarcenet , sarsenet
iç astarlık olarak kullanılan ince canfes. sarco-, sarc- (önek) et.
 
Çeviri sarcocarp
i., bot. çekirdekli meyvaların etli kısmı; herhangi bir etli meyva.
 
Çeviri sarcocele
i., tıb. hayalarda meydana gelen iltihapsız şişlik.
 
Çeviri sarcolemma
i. kas zarı.
 
Çeviri sarcoma
i. (çoğ. -mata) tıb. ur, mafsal dokularında görülen habis tumor.
 
Çeviri sarcophagus
i. (çoğ. -gi) lahit.
 
Çeviri sarcous
s., anat. ete veya adaleye ait.
 
Çeviri sard
i. koyu kırmızı renkte bir cins kuvars.
 
Çeviri sardine
i. sardalye, ateşbalığı, zool. Sardina pilchardus. packed like sardines sardalye gibi istif edilmiş.
 
Çeviri sardinia
i. Sardinya adası.
 
Çeviri sardinian
s., i. Sardinyalı.
 
Çeviri sardis
i. Manisa civarında bulunan Sart şehri.
 
Çeviri sardonic
s. alaycı, hakaret dolu, acı, kötü (gülüş).
 
Çeviri sardonyx
i. bir çeşit tabakalı akik taşı, alt tabakası kırmızı Süleymani taş.
 
Çeviri sargassosea
Atlas Okyanusunun yüzeyi çok yosunlu olan kısmı.
 
Çeviri sari
i. Hintli ve Pakistanlı kadınların giydikleri kıyafet, sari.
 
Çeviri sarmatian , sarmatic
s., i. evvelce Sarmatia ismiyle tanınan Güney Rusyaya ait; (şiir) Polonyaya ait; i. bu bölgelerin halkından biri.
 
Çeviri sarmentum
i. (çoğ. -ta) çilek türünde bitkilerin yerde uzanan filizi, kol. sarmentose s. yerde sürünen filizler veren.
 
Çeviri sarong
i. Malaya adalarında erkek ve kadınların giydiği eteklik ve kumaşı.
 
Çeviri saronic gulf
Egin korfezi.
 
Çeviri sarsaparilla
i. ilâç saparnası; saparna: bu bitkinin ilaç veya baharat yapımında kullanılan koku. wild sarsaparilla yaban saparnası.
 
Çeviri sarsar
i. sarsar sarsenet bak. sarcenet.
 
Çeviri sartorial
s. terzi veya terziliğe ait; anat. dizin bükülmesini sağlayan but adalesine ait, terzi kasına ait.
 
Çeviri sartorius
i., anat. dizin bükülmesini sağlayan ve bedenin en uzun adalesi olan but adalesi, terzi kası.
 
Çeviri sash
i. kuşak.
 
Çeviri sash
i., f. pencere çerçevesi; f. pencere çerçevesi takmak.
 
Çeviri sashay
f., k.dili kayarak dans figüru yapmak; sallanarak yürümek.
 
Çeviri sass
i., f., k.dili küstahlık; f. küstahça hitap etmek, dil uzatmak.
 
Çeviri sassafras
i. Amerika'da yetişen ufak bir ağaç, bot. Sassafras albidum; bu ağacın kökünden çıkanlıp ilaç yapımında veya yemeklerde kullanılan bir yağ.
 
Çeviri sassanian , sassanid
i., s. Sasani.
 
Çeviri sassy
s. arsız, küstah, haddini bilmez.
 
Çeviri sat
bak. sit.
 
Çeviri sat.
kıs. Saturday.
 
Çeviri satan
i. şeytan, iblis; kötü adam.
 
Çeviri satanical
s. Seytanca, iblise benzer satanically z. şeytan gibi, şeytanlıkla.
 
Çeviri satchel
i. el çantası.
 
Çeviri sate
f. doyurmak; tıka basa yedirmek.
 
Çeviri sateen
i. saten taklidi pamuklu kumaş.
 
Çeviri satellite
i. uydu, peyk, satelit, bir gezegenin uydusu; büyük bir kimsenin peşinde dolaşan kimse, bende, uşak.
 
Çeviri satiable
s. doyurulabilir. satiabil'ity, satiableness i. doyurulabilme. satiably z. doyacak şekilde.
 
Çeviri satiate
f., s. doyurmak; s. doymuş, tıka basa doymuş, tok. satia'tion i. doyma.
 
Çeviri satiety
i. doymuşluk, tokluk.
 
Çeviri satin
i., s. saten, atlas; s. sateni andıran; parlak, mucellâ, yumuşak satin finish gümüş kaplara tel fırça ile yapılan cila. satin paper parlak yazı veya duvar kâğıdı. satin stitch nakışta sarma işi. satin stone bir çeşit cilalı alçıtaşı. satiny s. saten gibi parlak.
 
Çeviri satinette
iş ince saten veya saten taklidi kumaş; pamuk arışlı ve yün atkıl kumaş.
 
Çeviri satinwood
iş Hint ağacı; mobilya yapımında kullanılan sertçe bir çeşit sarı Hint ağacı.
 
Çeviri satire
i. hiciv, taşlama, yergi, yerme; hiciv söyleme.
 
Çeviri satiric , -ical
s. hiciv niteliğinde. satirically z. hicivle ifade ederek, taşlama yaparak. satiricalness i. hiciv özelliği.
 
Çeviri satirist
i. taşlama yazarı hicivci.
 
Çeviri satirize
f. hicvetmek.
 
Çeviri satisfaction
i. memnuniyet, hoşnutluk, kanaat; tarziye, tatmin, tazmin; hoşnut etme, memnun etme: huk. tediye, ifa.
 
Çeviri satisfactory
s. memnuniyet verici, hoşnut edici; kafi, tatmin edici. satisfactorily z. memnun edici surette. satisfactoriness i. yeterlik, kifayet, memnuniyet verici hal.
 
Çeviri satisfy
f. memnun etmek, razı etmek, hoşnut etmek; tatmin etmek, ikna etmek; doyurmak; kafi gelmek; sağlamak, yetmek, uymak, tamamlamak; parasını vermek, ödemek; tarziye vermek; tazmin etmek; şartlarını yerine getirmek. satisfying s. tatmin edici, doyurucu. satisfyingly z. tatmin ederek.
 
Çeviri satrap
i. eski iranda vali, satrap; ufak prens. satrapy i. eski iran'da eyalet.
 
Çeviri saturable
s. işba haline getirilebilir, doyurulabilir.
 
Çeviri saturate
f. emdirmek, doyurmak; kim. herhangi bir cisme başka bir cismi katarak fazlasını alamayacak derecede doldurmak, işba etmek. saturant i., s. emici veya massedici şey; s., fiz. doyuran. saturated s. doymuş. satura'tion i. doyma.
 
Çeviri saturday
i. cumartesi.
 
Çeviri saturn
i., Rom. mit. Saturn, ziraat tanrısı; astr. Zühal, Saturn. Satur'nian s. bu tanrıya veya gezegene ait.
 
Çeviri saturnalia
i. (çoğ. veya tek) Satürn bayramı; aşırı derecede eğlence ve sefahat bayramı.
 
Çeviri saturnine
s. sıkıcı, kasvetli; asık yüzlü, abus çehreli: eski, kim. kurşuna ait; tıb. kurşundan oluşan.
 
Çeviri satyagraha
i. Gandhinin uyguladığı pasif direniş programı.
 
Çeviri satyr
i., mit. yarısı insan yarısı keçi şeklinde şehvetli bir yarıtanrı; şehvet kurbanı olan kimse; bir çeşit kurşuni ve kahverengi kelebek. satyr'ic(al) s. yarısı insan yarısı keçi şeklinde olan tanrılarla ilgili.
 
Çeviri satyriasis
i., tıb. erkeklerde görülen zaptedilmez marazi şehvet.
 
Çeviri sauce
i., f. salça, sos, terbiye; haşlanmış meyva sosu; k.dili terbiyesizce söylenmiş söz, küstahça lakırdı; f. salça ilave etmek, terbiye etmek, lezzet vermek; k. dili. terbiyesizlik etmek, küstahlık etmek. What's sauce for the goose is sauce for the gander Birine yakışan diğerine de yakışır.
 
Çeviri saucebox
i., k.dili büyüklerine karşı saygısızlıkta bulunan çocuk; terbiyesiz kimse.
 
Çeviri saucepan
i. uzun saplı tencere.
 
Çeviri saucer
i. çay bardağının tabağı, fincan tabağı.
 
Çeviri saucy
s. arsız, sulu sırnaşık, saygısız, küstah; dokunaklı; eğlenceli. saucily z. arsızca, saygısızca. sauciness i. arsızlık, sululuk; saygıslzlık, küstahlık.
 
Çeviri saudiarabia
Suudi Arabistan.
 
Çeviri sauerkraut
i. tuzlama lahana.
 
Çeviri sauna
i. sauna, Fin hamamı.
 
Çeviri saunter
f., i. avare avare dolaşmak, başıboş gezinmek; i. ağır ağır ve maksatsız yapılan yürüyüş.
 
Çeviri saurel
i. karagoz istavrit balığı, zool. Trachurus mediterraneus.
 
Çeviri saurian
s., i., zool. kertenkele veya timsah cinsinden (hayvan).
 
Çeviri saury
i. zargana balığı, zool. Scomberesox saurus.
 
Çeviri sausage
i.. sucuk, sosis. sausage balloon sucuk şeklinde balon.
 
Çeviri saute
s., Fr. tavada hafif kızartılmış, sote.
 
Çeviri savage
s., i., f. vahşi, yabani, medeniyet görmemiş; canavar ruhlu, yırtıcı, zalim: i. medeniyet görmemiş kimse; vahşi adam; zalim ve canavar ruhlu kimse; f. vahşice saldırmak. savagely z. vahşicesine. savageness i. yabanilik vahşet. savagery, savagism i. yabanilik, vahşet; vahşiler.
 
Çeviri savannah
i. savana.
 
Çeviri savant
i. alim, bilgin, hakim.
 
Çeviri save
(bağlaç), (edat) maada, -den baska, gayri, yalnız.
 
Çeviri save
f. kurtarmak; korumak, saklamak, muhafaza etmek; (ilah) günahtan kurtarıp bağıslamak; idare etmek, arttırmak, biriktirmek,tasarruf etmek; kaybetmemek; para biriktirmek veya saklamak. save face ayıbı yüzüne vurmamak. He walks home to save car fare Yol parası harcamamak için eve yürür. Turn on the lights to save your eyes Gözlerinizi yormamak için ışığı açın.
 
Çeviri savine
i. karaardıç, bot. juniperus sabina.
 
Çeviri saving
s., i. kurtarıcı; idareci; koruyan, muhafaza eden; kayıtlayıcı; i. tasarruf, iktisat; çoğ. biriktirilmiş para. savings account tasarruf hesabı. savings bank tasarruf bankası veya sandığı. savingly z. tasarruf ederek: kurtuluşunu sağlayarak.
 
Çeviri saving
(edat), (bağlaç) maada, -den başka. saving your presence haşa huzurdan, sözüm yabana sözüm meclisten dışarı.
 
Çeviri savior , ing. saviour
i. kurtancı, halaskar; b.h. Hz İsa.
 
Çeviri savoirfaire
i., Fr. beceriklilik.
 
Çeviri savor , ing. savour
i., f. tat, lezzet, çeşni; koku, rayiha; hassa; f., of ile tadı olmak, lezzeti olmak; çeşni vermek; lezzet vermek; kokusu olmak; zevk almak, tadına varmak. savorless s. tatsız.
 
Çeviri savory
i. kekiğe benzer bir çeşit baharat.
 
Çeviri savory , ing. savoury
s. i. lezzetli iştah açıcı; hoş kokulu, rayihalı; baharatlı; uygun; i., ing. yemeğin başında veya sonunda yenen sıcak bir yemek. savorily z. iştah açacak sekilde. savoriness i. lezzetlilik.
 
Çeviri savoy
i. bir çesit kıvırcık kış lahanası.
 
Çeviri savoyard
i. Savoylu kimse; Gilbert and Sullivan operalarının oyuncusu veya meraklısı.
 
Çeviri savvy
i., (argo) kavrayış, idrak; f. kavramak, anlamak, idrak etmek.
 
Çeviri saw
i., f. (-ed, sawn) bıçkı, testere; bıçkı makinası; f. bıçkı ile biçmek, testere ile kesmek; bıçkı ile biçer gibi hareketler yapmak. saw pit bıçkı hendeği. circular saw yuvarlak testere. crosscut saw enine kesen bıçkı.
 
Çeviri saw
i. atasözü, darbımesel.
 
Çeviri saw
bak. see.
 
Çeviri sawbones
i., (argo) cerrah, slang. kasap.
 
Çeviri sawdust
i. bıçkı tozu, testere talaşı.
 
Çeviri sawfish
i. testereballğı, zool. Pristis pectinatus.
 
Çeviri sawfly
i. testere sineği.
 
Çeviri sawhorse
i. testere tezgahı.
 
Çeviri sawmill
i. bıçkıhane.
 
Çeviri sawtoothed
s. testere gibi dişli.
 
Çeviri sawyer
i. bıçkıcı.
 
Çeviri sax
i. arduvaz kaplamasında kullanılan çekiç.
 
Çeviri sax
i., k.dili saksofon.
 
Çeviri saxhorn
i., müz. bir çesit anahtarlı ve nefesli çalgı aleti.
 
Çeviri saxifrage
i. taşkıran çiçeği, bot. Saxifraga.
 
Çeviri saxon
i., s. Sakson Irkından olan kimse; Sakson dili; s. Saksonlara veya Saksonya'ya ait. Saxony i. Saksonya.
 
Çeviri saxophone
i., müz. saksofon.
 
Çeviri saxtuba
i., müz. bir çeşit nefesli büyük çalgı aleti.
 
Çeviri say
f. (said) i., z., (ünlem) demek, söylemek; tekrarlamak, ezbere söylemek; i. denilen şey, söz; söz sırası; z. hemen hemen, aşağı yukarı; mesela; (ünlem), A.B.D., k.dili Hey, bana bak ! to say nothing of göz önüne almadan. say one's say söyleyeceğini söylemek. Say uncle Teslim ol. He had, say, a thousand dollars Diyelim ki bin doları vardı. I dare say belki, diyebilirim ki. I saying, k.dili Bana bak!. not to say hem de. that is to say yani, demek ki. What do you have to say for yourself? Söyleyeceğinizi söyleyin Kendinizi savunun.
 
Çeviri saying
i. söz, lakırdı, darbımesel, tabir.
 
Çeviri sayso
i., k.dili keyfi karar, dayanıksız hüküm; karar verme hakkı.
 
Toplam 396 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com